Türkiye’nin en önemli hububat merkezlerinden biri olan ve yaklaşık bir milyon dekar ekili alana sahip Mardin Ovası’nda, ikinci ürün olarak yetiştirilen mısırın kurumasıyla birlikte ilk hasat toplanmaya başlandı.
Geçen yıla göre yüksek verim elde eden çiftçiler, yüksek girdi maliyetleri ile ihracat yasağından şikâyet ediyor. Gübre, ilaç, mazot ve elektrik gibi önemli girdi maliyetlerine yıl içinde büyük oranda zam gelmesinin kendilerini ciddi manada etkilediğini dile getiren çiftçiler, bu konuda yetkililerden yardım bekliyor.
Hububat Ticaret Merkezi Başkanı Mehmet Şerif Öter, hem insan besini hem de hayvan yemi olarak kullanılan mısırdaki desteklerin çok yetersiz olduğunu söyledi.
“Bu topraklar dünyanın en verimli topraklarıdır”
Öter, “Mısır hasadı, geçen seneye göre biraz daha zamanında başladı. Biliyorsunuz buranın mısırı, ikinci ürün olarak hasat ediliyor. Bu topraklar dünyanın en verimli topraklarıdır. Önce buğday ekiliyor, Haziran’da buğday bitiminden hemen sonra mısır ekimi gerçekleşiyor. Geçen yıl ekim ayında yağmurlar başladı ve aralıksız bir şekilde Mayıs’a kadar devam etti. Bu yüzden hasat gecikti, hatta bazı çiftçiler mısırını biçemedi, kimisi biçerdöverlere palet takmaya kalktı. Ancak şu an hava da biçim de verim de normaldir.” dedi.
“Çiftçilerin birden fazla sıkıntıları var”
Mısırın zamanında tarladan kaldırılmasıyla yerine buğdayın ekileceğini aktaran Başkan Öter, çiftçilerin sıkıntılarını dile getirerek şunları söyledi:
“Mısır; yağ sektöründe, irmikte ve hayvan yeminde kullanılıyor. Bugün yerli ürün ihracatı yasak, mısırımızın ihracatını yapamıyoruz. Bir yem fabrikası, önce mısırı ithal ediyor sonra ihraç edebiliyor. Bu da tamamen çiftçinin aleyhine bir durumdur. Bir de mısır desteği çok azdır veya hiç yoktur. Damlama sulama olduğu takdirde 4 kuruşluk bir destek veriliyor. Bu da çok düşük bir miktardır. Çiftçilerin girdi maliyetlerine baktığımız zaman her şey çok pahalıdır. TMO’nun açıkladığı mısır fiyatı normaldir, ancak girdi maliyetleri çok yüksektir. Gübre, mazot, ilaç, tohum, elektrik fiyatları çok yüksektir ve maliyetini bile artık karşılamıyor. Bunlar çiftçiyi ekonomik olarak sıkıntıya sokuyor. Çiftçi gidip bankadan kredi kullanacak, ama faizli veriliyor. Tarım milli bir servettir, bu yüzden çiftçilerin tarımda kullanacağı kredi faizsiz olmalıdır. Hem faizli veriliyor, hem de çiftçi zor durumda bırakılıyor. Arazini ipotek etmesi yetmezmiş gibi memur kefil de isteniyor. Kısacası çiftçinin birçok sıkınısı var, Tarım ve Orman Bakanlığının buna bir çözüm bulması gerekir.”
“Mısırda verim de fiyat ta iyi ama girdi maliyeti çok yüksek”
Çiftçi ve Ziraat Mühendisi Savaş Atay da, şu an biçerdöverin bulunduğu tarlanın kendisine ait olduğunu, ancak ektiklerini biçemediklerini söyledi.
Mısırda bu yıl verimin de fiyatın da iyi olduğunu, ancak girdi maliyetlerinin çok yüksek olduğunu aktaran Atay, çiftçinin bugün çok daha zor durumda olduğunu söyledi.
Atay, “Girdi maliyetleri çok arttığı için çiftçiler olarak çok daha zor durumdayız. Bu yüzden hükümetten çiftçilere destek talebinde bulunuyoruz. Ürün desteklemeleri çok az, girdi maliyetlerinin artması kadar ürün desteklemelerinin de artmasını istiyoruz. Çiftçilerimiz bir de Dicle EDAŞ sıkıntısı var. Yani çiftçiler bu kurumdan şikâyetçi. Örneğin benim iki abonem var ve 100 binin TL üzerinde bir fatura çıkarılmış. Bir çiftçi eğer 100 dönüm arazi ekmişse ve 100 ile 150 bin TL arasında kazanıyorsa bunun 70-80 bin TL’sini sadece Dicle EDAŞ’a vermek zorunda. Diğer girdiler yani tohum, gübre, ilaç gibi maliyetler de üzerine eklenince çiftçiye hiçbir şey kalmıyor.” diye konuştu.