Mardin Barosu’nun açıklamasının tamamı şöyle;
“Mardin ilimiz bereketli topraklarıyla tüm ülkemizin hububat karşılayan eşsiz bir tarım bölgesidir. Mardinli Çiftçi kardeşlerimizin alın terleri ile sulanan bu topraklarda yetişen tüm ürünler ülkenin dört bir yanına can olmakta aş olmaktadır. Covid-19 pandemi nedeni ile dünyanın her yerinde üretimin durması veya aksaması riski oluştuğu bu dönemde çiftçilerimizin desteklenmesi elzemdir. Tüm bu risklerin ve üretim sorumluğunun farkında olan Mardinli çiftçilerimiz canla başla bu zor ve pandemi şartlarında üretim yapmaya çalışmaktadırlar. Buna karşın baromuza yapılan müracaatlardan ve bunun üzerine baromuzun yaptığı araştırmalar sonucu, İlimiz Kızıltepe ilçesi’ne bağlı Arıklı, Gökçe, Eskin, Bozhöyük, Başak, Çiçekli ve Derik ilçesi’ne bağlı, Kocatepe, Beşbudak, Soğukkuyu, Çadırlı, Alanlı, Kuyulu, Tepecik, Kovalı mahallerinde ve bunlara bağlı mezralarda DEDAŞ elektrik dağıtım şirketi 14 Mayıs tarihinden beri çiftçilerimizin ve köy yerleşim yerlerinin elektriğini kesmiş bulunmaktadır. Bu nedenle çiftçilerimiz olgunlaşma döneminde olan buğdayı sulayamadığından üretimde kalite ve verim ciddi manada düşmektedir. Bununla birlikte elektrik kesintisi nedeni ile binlerce insanın yaşadığı bu ve daha bir çok köyde yaşamsal öneme sahip içme suyu bulunamamaktadır. Bu durum insanların içme ve kullanma suyunu temin edememesi, hayvancılıkla uğraşanların hayvanlarına su verememesi ve pandemi ile mücadelede her firsatta en etkili yol olarak belirtilen hijyen ve temizlik konusunda çok ciddi sorunlar yaratmaktadır.
Yine devletin bu zor günlerde çiftçilere bir soluk aldıracağı düşünülen destek primlerinin çiftçilerimize ulaşmadan DEDAŞ hesaplarına aktarılmış ve borçlara mahsup edilmiştir. Mardinli çiftçi kardeşlerimizin tarımsal ve yerleşim yerleri elektriği kesilerek, yurttaşlarımızı açlık, susuzluk ve salgınla mücadelede akamete uğratacak bu elektrik kesintisi uygulamasına derhal son vermesini talep ediyoruz. Bu elektrik kesintilerinin ülke ekonomisine, çiftçilerimize, çiftçiliğe, hayvancılığa ve insan sağlığına zarar verdiğini, bu uygulamanın sosyal hukuk devleti anlayışıyla açıkça
çeliştiğini ve hukuka açıkça aykırı olduğunu ifade etmek isteriz.”