1. Haberler
  2. Güncel
  3. Mezopotomya’nın en eski buğdayında üç yılda 400 ton üretim

Mezopotomya’nın en eski buğdayında üç yılda 400 ton üretim

featured

Mezopotamya’nın en eski buğdayı olan Sorgül’ün yeniden canlandırılması için 2017’de başlatılan Yaşayan Toprak Yerel Tohum Projesi kapsamında bu yıl üçüncü kez hasat gerçekleşti. İlk yıl 102 dönüm arazide 20 ton ürünün elde edildiği projede bu yıl bin 400 dönümde 400 tondan fazla Sorgül buğdayı elde edildi.

Mardin’de Topraktan Tabağa Yaşayan Toprak, Yerel Tohum Projesi kapsamında ekilen, Mezopotamya’nın en eski buğday tohumlarından biri olarak bilinen Sorgül’ün üçüncü kez hasadı gerçekleşti. 2017 yılında 2 ton Sorgül buğdayının ekimiyle başlayan projenin ilk yılında 35’i mülteci olmak üzere 70 kadın yer almış, 102 dönüm arazide 20 ton rekolte elde edilmişti. Bu yıl üçüncüsü gerçekleşen hasatta ise 17 gönüllü çiftinin bin 400 dönümlük arazisinde yapılan ekimde rekolte 400 tonu aştı. Projede 310 kadın çiftçi ve 24 kadın mühendis istihdam edildi.

Her yıl hasat şenliği kapsamında halkın da yoğun katılımı ile gerçekleşen Sorgül buğdayı hasadı, bu yıl korona virüs önlemleri nedeniyle projenin yürütücüsü Ebru Baybara Demir ve çiftçi kadınların katılımı ile gerçekleşti. Her geçen gün büyüyen üretim ile sürdürülebilir bir ekosistem sağladıklarını kaydeden Ebru Baybara Demir, “Yerel tohumlarla doğaya, insana saygılı tarımın mümkün olabileceğini, susuz tarımın su kaynaklarını korumada ve tarım girdi maliyetlerini azaltmada ne kadar önemli olduğunu Sorgül buğdayı ile deneyimlemeye devam ediyoruz” dedi.

“Hayatın devamı için tarımın önemini anladık”

Proje hakkında bilgi veren Demir açıklamalarına şu sözlerle devam etti:

“2017 yılında Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü ile başladığımız projemize AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı’nın destekleriyle devam ediyoruz. Şükraan Ekonomik Tarımsal Kalkınmayı ve Sosyal Gelişimi Destekleme Derneği olarak yürüttüğümüz projede amacımız her türlü doğa koşuluna ve hastalıklara dayanıklı olan bu tohumları ekerek, kuraklık başta olmak üzere bizi bekleyen tehlikelere karşı önlem almanın önemini göstermekti. Projemizde toprağın korunması, iyi tarım uygulamaları, yerel tohumların bulunması, çoğaltılması ve gelecek nesillere aktarılması için bölgedeki toprak sahipleri, iyi tarım uygulamalarını deneyimleyerek projeye destek vermeye devam ediyor. 2017 yılında tek arazide başladığımız ekimlerimizde şu anda 17 çiftçi arazilerinde gönüllü olarak Sorgül ekimini gerçekleştiriyor. Alınan olumlu sonuçlarla Sorgül ekmek isteyen çiftçi sayısında da artış yaşanıyor. 2017 yılında 102 dönümde 20 ton rekolte ile başladığımız yolculuğumuz 3 yıl içerisinde bin 400 dönüm araziye ulaştı ve rekolte 400 tonu aştı. Projemizde geleneksel tarım yöntemleriyle başladığımız ekimde bir yandan yerel tohumların korunmasını sağlarken, bir yandan da kadın istihdamını arttırmaya çalışıyoruz. Kültürel bilgi ve becerinin gücüyle başlatmış olduğumuz entegrasyon sürecinde Suriyeli mülteci kadınların bize öğretmiş olduğu geleneksel tarım tekniklerinden de faydalandık. Bu yıl da elde ettiğimiz buğdayı tohumluk olarak sağlayıp yeniden ekimini gerçekleştireceğiz.”

“Korona virüs sürecinde kadınlar üretmeye devam etti”

Bu projede tohum ve toprağa sahip çıktıkları kadar topraktan düzenli gelir etmeye başlayan kadınlarla geleceği de güçlendirdiklerini vurgulayan Demir, “Özellikle salgın döneminde Mardin’de üretimin durduğu bu süreçte kadınlarımız tarlada çalışmaya ve üretmeye devam ederek istihdamlarını korudular. Bu kapsamda atalık tohumları konusundaki vizyonuyla bize her daim yol gösteren Emine Erdoğan hanımefendiye, kadın istihdamı konusunda tüm imkanlarını seferber eden Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’a ve İzmir ve Mardin’de özellikle kadın istihdamı ve tarımın geliştirilmesi konusunda projelere liderlik eden AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı’ya sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum” diye konuştu.

13 bin yıllık tohum

Sorgül buğdayı hakkında bilgi de veren Demir, “Anadolu’da tarihi 13 bin yıl öncesine dayandığı bilinen buğday tarımının anavatanı Mezopotamya’dır. Sorgül ise Mezopotamya ovasında yetişen, bilinen en eski buğday türü. Adını kehribar sarısından kırmızıyı yansıtan renginden alan Sorgül, tane yapısı camsı, kırmızıya dönen sarı renkte, mükemmel bir koku ve aromaya sahip. 140 santimetreye ulaşan boyu ile yüksek saman verimine de sahip Sorgül’ün kimyasal gübreye ve sulamaya tepkisi de düşük. Kök yapısı derin ve kuvvetli olduğu için yağışa dayalı şartlarda ve organik yetiştirilmeye uygun olan Sorgül, gelecekte kuraklık tehlikesine karşı susuz tarıma da elverişlidir” şeklinde konuştu.

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Kızıltepe Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!