Programla ilgili bilgi veren MAÜ Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özcoşar, bu programın Mardin Artuklu Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi öğrencilerine yönelik hazırlanmış bir program olduğunu söyleyerek program kapsamında klasik medrese eğitimi ile modern ilahiyat eğitimine karşılaşma ve işbirliği imkanları sunarak İslami ilimler sahasında yeni açılımları hedeflediklerini söyledi. Prof. Özcoşar, “Köklü bir geleneğin simgeselleştirdiği “medrese” ile modern ve postmodern yaklaşımların biraz da indirgemeci bir yaklaşımla kavramsallaştırdığı “İslami İlimler, İlahiyat Fakülteleri”nin karşılaşma ve işbirliği imkan ve ihtimalinin, zihin ve gönül dünyamızda tarif edilmez bir heyecana sebep olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
İslami Bilimler Akademisi programının hayata geçirilmesindeki temel saikin yaşanılan coğrafyada tam anlamıyla bir sömürüye dönüşen zihinsel, kültürel ve sanatsal dayatmalar ve bu dayatmaların en belirgin göstergesi varlık ve bilgi kategorilerinin adlandırılması ve sınıflandırılmasında İslam’a ait olanın parantez içine alınarak nesneleştirilmesi ve etkisizleştirilmesi olduğunu belirten Prof. Dr. İbrahim Özcoşar, “Mardin Artuklu Üniversitesi olarak bu kültürel ve entelektüel sömürüyü alt etmeye yönelik kavramsallaştırmalar ve ortak entelektüel çabalarla İslam Dünyasında edilgenleşmenin, nesneleşmenin önüne geçilebilme imkanlarını araştırıyoruz. Bu imkanın bilginin, ilim, irfan ve hikmet denkleminde yeniden üretilmesi ile kendi coğrafyasının zengin ilmi ve kültürel sermayesini dikkate alan ve değerlendiren, akl-ı selim, kalb-i selim ve zevk-i selim sahibi akademisyen ve alimlerin yetişmesi ile gerçekleşeceğini düşünüyoruz” diye konuştu.
UMAD ve MEDAV gibi kuruluşların yanı sıra, Prof. Dr. Hayrettin Karaman ve Dr. Yusuf Kaplan gibi akademisyen ve entelektüellerin yanı sıra, bölgede klasik medrese eğitimi veren müderrislerin de katkı vereceği program çerçevesinde MAÜ İslami İlimler Fakültesinde lisans düzeyinde eğitim gören öğrencilere 3 yıllık bir program çerçevesinde haftalık dersler, seminerler, okuma ve proje kampları ile derinlikli teorik alt yapı kazandırılacağını ve bu süre zarfında programa katılan öğrencilere Arapça’nın yanında İngilizce’nin de öğretilmesinin planlandığını ifade eden Prof. Özcoşar, programın katılımcıların araştırma ve yazma becerilerinin artırıldığı danışmanlar gözetimindeki çalışmalar ile tamamlanacağını belirterek şöyle devam etti:
“Kendi tanımlarımızı ve sosyal teorilerimizi yeniden üretebilecek ve bu bağlamda kendi coğrafyasının gelişmesine katkı sunabilecek entelektüel zihinlere sahip genç akademisyenleri, alimleri yetiştirmenin planlandığı bu program ile başta ülkemiz olmak üzere geniş bir coğrafyada akademiye alternatifler sunma ve canlılık kazandırmayı hedeflemekteyiz”.
İngilizceyi Uğur Diler mi öğretecek